28 Mart 2014 Cuma

Vezir Yallah Fettah Durumları- 2

Eh işte..

Marksist klasiklerin, (yenileri nasıldır bilmem, ama özellikle Marks ve Engels'in 1980 ve öncesi dönem) çevirilerinde sıkça başvurulan ve ilk gençlik yıllarımda yaptığım okumalarda beni hayli gülümseten "dumura uğramak/ uğratmak, iğdiş etmek/ edilmek, mündemiç olmak vs" gibi kelimelerin benzeri bir durum...

Dumur..

İğdiş..

Kim çevirdiyse, eski gülümseyişlerim adına bir teşekkürü borç bilirim öncelikle.

Lakin söz konusu kelime ve fiillerin öznesi olmak; başka birşeymiş meğer.

Hali hazırdaki durumum, maalesef bu.

Ses- Kayıt 1-2-3..

Ses -Kayıt..1-2..

Se-!

Se-h!

Öhm..

Sehsss..sehss..seh..se-h..

Montaj, Dublaj, Kolaj, İmaj, Lavaj, serklaj..

Bilimum kafiyeli kelime.

.

Yallah Fettah'a gelince;

Sayelerinde, yeni yetme günlükleri gibiyim sanki.

Kötü bir rüya olmalı..

Ama yine de konulu ha!

Abisi bakire olsun istiyor illa...

E bi de iyi olsun ama yatakta..

Yani aynı zamanda.

Sonra?

-Ohh, ooaauuhmmmm...

-Hmmşşhhh..

-Adnaaaan?

-Ney-hş vaaarrrr?

-Bi de şöyle bi denesek mi, hani ben üste geçip sen de yandan şaapsan filan?

Hoppalaaaaa!

Olmadı işte..

Tüh.

Çünkü o zaman, kusmukla gırtlak kesme arasında bir frekansta çıldırır ya, hem bakire hem atraksiyon peşinde koşanlar*;

-Sen nerden biliyon la bunları orrrossspuuu!

İki paralel köyün hikayesinden sonra.. Şimdi de bu.

Çanağına sıçtığımın embesilleri..

Oh be!

Sanki biraz rahatladım.

:)


(*) Suriye ve Süleyman Şah  Bakireliği mesela.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder