27 Nisan 2013 Cumartesi

Mitoloji ve..

Tarihin ilk dönemlerinde ortaya çıkan mitler ve fantastik imajlar (tanrılar, efsanevi kahramanlar, destansılar) değişik tabiat ve toplum fenomenlerinin "genellenmesi" ve açıklanması çabasıydı muhtemelen.

Bu konuda Marks; "Bütün mitolojiler, tabiat kuvvetlerini muhayyileyle bertaraf eder, birbirine ve karşılıklı bağımlaştırır ve oluşturur" der. 

Yani Marks'ın deyişiyle mitoloji, tabiatın bilinçsiz* olarak yeniden yaratılmasıdır aslında. 

Ve burada tabiat, sadece doğa değil, içinde toplum da olmak üzere maddi olan herşey anlamındadır. 

Zaten antik toplumdaki dünya görüşlerinin pek çok yanları, mitoloji'de anlamını bulmuş karşılıklarıyla izlenebilir.


Yan başlıkta sevgili oik0s'a ilave etmek isteyip yarım bıraktığım şeye gelince.. 

Miras-ı muhayyile.

Hemi de "üretilmiş" somutla.

Daha değişik bir şekilde söylemek gerekirse; 

Bugün mitolojik imajların, çeşitli branşlarda ve sanatlarda sıkça ve halen kullanılmasının altında, belki de -ya da bana göre- doğayla birlikte toplumun bu yeniden yaratımının "artistik" mirası yatmaktadır.

Alt kırınımları bambaşka ve kapsamlı bir yazının konusu bile olabilir.

Ama reddi miras? 

Hele ki cahiliye, hele ki tahrif, hele ki sapkın, hele ki gönül gözü zartı zurtluğunda..

                                                           Vah vah..



İşte şimdi şu yukardaki fotoğrafa bakıp "harem" filan zannedebilir insan.
Mazallah
:)


3 yorum:

  1. Oysa Jung'a göre mitolojik göstergeler kolektif bilnçdışının ürünleridir. Walla öyle diyo :))

    Neyse, sonsuz'da "sosyolojinin termodinamiği" adı altında bir tarrtışma dönüyor ve seni özlüyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Ne yazacağımı bilemedim bir an, tşk ederim:)

    Özleyenler sağolsun, ama gerisi için yorum yapmayacağım.





    YanıtlaSil
  3. Jung'a gelince.. Boşver onu, asıl jaspers ne demiştir kimbilir, sınır durum ve şifrenin kırıldığı an filan.. Achill mesela, he he:)

    YanıtlaSil