2 Eylül 2016 Cuma

ibn Rüşd

Kıymetli arap filozof ve bilgin.
Kurtuba halifeliği zamanında ispanya'da yaşamıştır.
Hiç de öyle aman dinimiz ne möhteşem şeydir efenim ayaklarında filan takılmamıştır. Bu bakımdan, günümüzde bir kısım islamcılar tarafından hala sahipleniliyor oluşu tam bir muammadır.
İbn-i rüşt, aristotales felsefesindeki materyalist unsurları, islam dinine bağlı kalmaya çalışarak* geliştirmeye çabalamıştır. ( bağlı kalmaya çalışarak dememizin özel bir sebebi vardır, çünkü gerçekte neye bağlı kalmaya çalıştığı, bir kısım detaylarını aşağıda da izleyebileceğiniz üzere ayrı bir tartışma alanıdır)
Mesela, madde ve hareketin yaratılmazlığını ve ebediliğini ispata çalışmıştır.
Dahası, ruhun ölümsüzlüğü ve ölümden sonra hayat fikrine şerh takmıştır.
(buyur burdan yak durumları anadınmı)


Çifte hakikat doktrinini kurarak, Gazali'nin mistisizmine savaş açmıştır.

Aristotales'in eserleri üzerine tuttuğu notların, avrupalılar'ın antik felsefe ile yeniden ilgilenmelerine başlamasını sağlamak gibi önemli bir işlevi olmuştur.
Bu bakımdan etki alanının sınırları ispanya ve kurtuba halifeliğini aşmış, kilise dogmatizmine karşı çıkan ilerici bir akım olarak 13. yüzyılda fransa'da ve 14.-15-16. yüzyıllarda italya'da padua okullarında büyük etki yapmıştır.
Zaten tüm bunlardan dolayıdır ki; sadece islamlık için değil, mahiyeti itibariyle hristiyanlığı da tehdit eder boyutlara ulaştığından, papalık tarafından da sansürlenmiş ve yasaklanmıştır.
Çifte hakikat doktrini; din ve felsefe ayrıdır, dinde felsefenin felsefede ise dinin anlayamayacağı hakikatlar vardır söylemi ile özetlenebilir.
Lakin bunun bir tarihsel arka planı vardır ve bu arka plan bilinmeden okunursa yanlış manalar çıkarılmasına gebe kalabilir.
İbni rüşt'ün çifte hakikat doktrini, tarihsel açıdan bilimin dini ve dogmayı zorlamaya başladığı bir dönemde, bilim ve felsefe yapmanın önünü açmak amacına yönelik olarak tasarlanmıştır.
Karikatürüze etmek gerekirse; La bi durun da  adamakıllı felsefe yapalım a.q,  ne zaman ağzımızı açsak önüne fıkıhtır tıkıftır dürtüp dürmeyin uleynnn!!.. minavilinde bir tavırdır.
Oysa günümüzde , özellikle neo-islami bazı hacı-hoca sohbetlerinde ve acayip bir biçimde , bu kez de dini inancı bilimsel materyalist dünya görüşü karşısında savunmaya çalışmanın bir aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
En basit haliyle şöyle denmez mi mesela; "efendim şimdi bilim ayrı din ayrı, ikisini birbirine karıştırmayalım.."
Hey allam ya, ibn-i rüşt bunu duysa oturup ağlardı herhal.

3 yorum:

  1. Cizvit rahiplerinin biraz ötesinde büyüyen bu zat acaba hristiyan olabilir mi?
    Katı engizisyon döneminin acımasız yaptırımlarından kurtulmak için bir truva atı... :)

    YanıtlaSil
  2. heç böyle düşünmemiştim :)

    YanıtlaSil
  3. ruh ölümlü, dünya ölümsüz derken... aman aman :)

    YanıtlaSil